Tarsus Haber| Yenises Gazetesi
Yazar: HALİL AKSOY - 24 Temmuz 2023 Pazartesi - Okunma: 755

BİTMEYEN DERT ÇEVRE

Gün geçmiyor ki gerek gazetelerde gerekse TV ekranlarında çevre felaketiyle ilgili bir haber okumayalım ve dinlemeyelim. Çevre kirliliğinden herkes şikâyetçi ama kimsenin de bu konuda pek bir şey yaptığı yok… Yapılan bir şeyler varsa da sadra şifa değil… Çevre kirliliği şu başlıklar altında sınıflandırılıyor: hava kirliliği, su kirliliği, gürültü kirliliği, ışık kirliliği, toprak kirliliği. Soluduğumuz havanın, içtiğimiz veya kullandığımız suyun, dinlediğimiz müziğin veya ikaz için çaldığımız kornanın, lüzumsuz yere kullandığımız ışıklı aletlerin, yiyecek sebze ve meyvelerimizi yetiştirdiğimiz, üzerinde yaşadığımız toprağın kirliliğinin sebepleri ne kadar sayılırsa sayılsın asıl sebep insandır. Fabrikalarımız bacalarına filtreler takmadan üretiyor. Sularımızı elimize ne gelirse atarak veya fabrika atıklarını derelere akıtarak kirletiyoruz. Müziği son sesine kadar açarak dinliyor, ışıklarımızı gündüz bile yakarak hem israfa sebep oluyor hem de ışık kirliliğine sebep oluyoruz. Toprağımızı ise neredeyse çöplük olarak kullanıyoruz. Okuyacağınız cümleler değişik internet sitelerinden aldığımız haberler: Tunca Nehri çöplüğe döndü. Vatandaşlar ve turistler kötü kokudan şikâyetçi. Tatilcilerden geriye çöp yığını kaldı. Dicle Nehri’nde yaşam tehdit altında. (Piknikçilerin attıkları, nehri göle çevirdi.) Türkbükü Koyu’ndan 200 kilo katı atık çıktı. İzmir Körfezi’nde tedirgin eden kırmızı - turuncu renk uyarısı. Yukarıya aldığımız cümleler, ülkemizin çevre yönüyle hiç de iç açıcı olmadığı gerçeğini gözler önüne seriyor. Bir de şunu: Vatandaşlarımızda çevre şuurunun olmadığını… Bütün bu kirliliklerin sebebi insan olduğuna göre, işe önce insandan başlamak gerekmiyor mu?  Nehirlerimiz, topraklarımız, havamız kendi kendine kirlenmiyor. Duvarlara sprey boyayla yazı kendi kendine yazılmıyor. TV haberlerinde gördüğümüz denizden çıkarılan atıklar, gökten yağmıyor. Bütün bu kirliliklerin sebebi elbette eğitemediğimiz bizim insanımız. Günün 24 saati çevre haberleri yayımlasanız bu mesele çözülmez. Haber yayımlamakla şikâyet etmekle çözüm üretilmez. Çare, insanımızı eğitmek. Evet, yol uzun ama başka da çare yok.