Türkiye’de, 28 Mayıs seçimleri sonrasında iğneden ipliğe bir zam furyası başladı. ‘Elektrik faturasını ödeyemedim’, ‘doğalgaza da zam gelmiş’, ‘ulaşım bedeli aldı başını gitti’, ‘bu bayramda köye bile gidemedik’, ‘bugün yine et alamadık, peynir alamadık, süt bile alamadık’ sesleri görsel ve yazılı basında çokça çıkmaya başladı. Bir gece yarısı operasyonuyla akaryakıt, sadece 1 yıl için uygulanacak olan ama 25 yıldır kamburumuz olan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile 6 TL zamlandı. (20 Temmuz’da bir daha gelen zam hariç) Şimdi bu zam, iğneden ipliğe her şeye misliyle yansıdı. İthal buğday denildi, Buğday ithalini önlemek için % 130 vergi denildi, Tarsus’ta ekmek oldu 7,5 TL. Oysa asıl tarihi artış hayat pahalılığında, iğneden ipliğe sağanağa dönüşen zam yağmurunda, TL’nin döviz karşısında her gün daha fazla değer yitirmesinde yaşanmaktadır Dolardaki yükselişten ithal gıda ürünleri doğrudan etkilenirken, yerli tarım ve sanayi ürünlerinde ise hammadde, mazot, gübre, elektrik, tohum gibi maliyet kalemlerindeki artışlar fiyatların yükselmesine neden oluyor. Bunun yanında fırsatçıların sebep olduğu gıda zamları da var. Gerek çarşı pazarda, gerek marketlerde ardı ardına yapılan yüksek zamlar, her kesim tarafından gelecek kötü günlerin habercisi olarak değerlendiriliyor. Burada önemli olan asgari ücretin oransal artışı değildir. Önemli olan gün geçtikçe ağırlaşan koşullarda asgari ücretin işçinin ve ailesinin geçimini karşılamaya yetip yetmediğidir. Madalyonun hayata dönük yüzüne bakıldığında söz konusu ücret artışlarının mutfakta, çarşıda, pazarda yaşanan gerçek hayat pahalılığının altında kaldığı ve birkaç hafta içinde sadece kağıt üstünde kalan bir tutardan ibaret olduğu net olarak görülmektedir. Enflasyon daha da coşacak. Kasası boşalmış, rezervleri erimiş, parasının değeri kalmamış, eşitlik liginde küme düşmüş bir ülkeye dönüştürüldük. Bu gerçeği görmek için asgari ücretliler başta olmak üzere tüm emekçilerin, sadece birkaç dakikalığına hamaset nutuklarına kulaklarını tıkaması ve yüzünü kendi gerçeğine dönmesi yeterlidir. Haydi, beee patron zammmm zam, ver mehteriiiiiiii!!!! Bu yazının yayın tarihine kadar gelen zamlardan mesul değilim.