Tarsus Haber| Yenises Gazetesi
Yazar: HALİL AKSOY - 21 Mart 2023 Salı - Okunma: 1083

AŞIK VEYSEL

Yarın, 25 Ekim 1894 tarihinde başladığı “Uzun ince bir yol”u 21 Mart 1973 tarihinde tamamlayan Âşık Veysel’in vefatının 50. yıl dönümü… 79 yıllık ömründe güzel şiirler bırakan âşığımız bugün olduğu gibi yarın da şiirleriyle yaşamaya devam edecektir. Türk âşık edebiyatının önemli temsilcilerinden olan Âşık Veysel, sadece yaşadığı küçük çevrede tanınan bir âşıkken Ahmet Kutsi Tecer’in destekleriyle ülke çapında tanının bir âşık olmuştur. Önce usta malı şiirler okuyan âşığımız zaman içerisinde kendi şiirlerini de çalıp söylemeye başlamıştır.   Küçük yaşta her iki gözünü kaybeden âşığımız, saz çalmaya başlamış ve çalıp söylediği şiirleriyle haklı bir şöhret kazanmıştır. O, her ne kadar tahsilli biri değilse de kalbi hikmetle dolu âşıklarımızdandır. Hikmet dolu mısraları, benim diyen okumuş insanın söyleyeceği sözlerden değildir. Birkaç mısraı örnek olarak yazalım: “Göz ile görülmez, duyulan sesler”, “Aldanma cahilin kuru lafına / Kültürsüz insanın külü yalandır”, “Mihnet-i dünyaya tahammül gerek”, “Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez”, “Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz.” Millî ve manevi değerlere bağlı Veysel, eserlerinde bu toprağın sesi olmuş, birlik beraberliği savunmuş bir âşığımızdır. “Veysel sapma sağa sola / Sen Allah’tan birlik dile / İkilikten gelir bela / Dava insanlık davası.” diyen âşığımızın birlik ve beraberliğe ne kadar önem verdiği bu mısralarında gün gibi aşikâr değil midir? “Hakikat istersen açık bir nokta / Allah kula yakın, kul da Allah’a / Hakk’ın gizli hazinesi toprakta / Benim sadık yârim kara topraktır.” diyen Veysel’imiz toprağın insan hayatında ne kadar önemli bir yeri olduğunu haykırıyor. Hayat tecrübesiyle kendi gönlüne hitap ederek insanlara nasihat vermeyi unutmaz: “ Gönül sana nasihatim / Çağrılmadan varma gönül / Seni sevmezse bir güzel / Bağlanıp da durma gönül.” Her insan gibi Âşık Veysel de sevmiştir. Sevdiğine şu mısralarla seslenir: “Saklarım gözümde güzelliğini / Her neye bakarsam sen varsın orda / Kalbimde gizlerim muhabbetini / Koymam yabancıyı sen varsın orda.” Aynı güzel midir yoksa hayalinde canlandırdığı bir başka güzel midir bilinmez ama onu da şöyle tasvir eder: “Dudu diller inci dişler / Ahu gözler o bakışlar / Kesme kâkül, sırma saçlar / Zülüfünde teller gördüm.” O, dostunun derdiyle de dertlenir ve ona şöyle seslenir: “Gine mi ağladın kirpikler yaşlı / Dostum niçin giyinmişsin karalar / Çiğ düşmüş gül gibi yüzünden belli / Senin derdin bu sinemi yaralar.” O, bu toprağın sesi olduğunu şu dörtlüğüyle bir kez daha haykırır: “Dünya dolsa şarkıyılan / Türk’üz türkü çığırırız / Yola gitmek korkuyulan / Türk’üz türkü çığırırız.” Vefatının 50. yıl dönümünde âşığımıza Allah’tan bir kez daha rahmet diliyoruz. Nur içinde yatsın.