Tarsus Haber| Yenises Gazetesi
Yazar: HALİL AKSOY - 18 Şubat 2023 Cumartesi - Okunma: 1160

İBRET ALANIR MI?

6 Şubat 2023 tarihinde önce Pazarcık, dokuz saat sonra da Elbistan ilçelerinde meydana gelen iki deprem, daha önce defalarca deprem felaketi yaşadığımız hâlde yaşadıklarımızdan hiçbir ders çıkarmadığımızı, daha sonra meydana gelebilecek depremlere veya diğer doğal afetlere yeterince hazır olmadığımızı herkese gösterdi. Meydana gelen depremlere müdahalede geç kalındığı, kurumlar arası iş birliğinin yetersizliği, gelen çeşitli ihtiyaç malzemelerinin düzenli dağıtılamadığı, bazı ihtiyaç malzemelerinin (seyyar tuvalet, seyyar mutfak, kefen bezi vb.) dikkate alınmadığı TV’lerde konu edildi. Bunların ne kadarının doğru olduğu konusunda bir şey söylememiz elbette mümkün değil. Sadece TV’lerde duyduklarımızı yazıyoruz. Bu söylenenler inşallah yanlıştır. Her deprem veya doğal afet sonrası söylenen beylik sözler, bu iki depremden sonra da söylendi. Bildiğim kadarıyla hiç kimse: “Bu depremde benim de hatam var, ben de suçluyum.” demedi. İnşaata uygun olmayan zeminlere uygun raporu verenlerden, yaptığı inşaatlarda eksik demir veya çimento kullanan müteahhitlere, kontrol ettiği binanın sağlam olmadığını bildiği hâlde binaya sağlam raporu veren yapı denetim elemanlarından tarım arazilerine onay veren yetkililere, oturduğu binanın kolonlarını kesen vatandaşlardan çeşitli dönemlerde imar affı çıkaranlara kadar herkes kendi çapında bu suça ortak değil midir? Yakalanan müteahhitlerden birinin “mukadderat” demesi, vicdanın tefessüh etmesinden başka nedir ki… Yaşanan her doğal afet sonrasında “Bu son olacak, gerekli tedbirler alınacak, suçlulardan hesap sorulacak…” gibi beylik laflar edilir edilmesine de değişen hiçbir şey olmaz. İcra makamında olanlar, bir şeyler yapar gerçi ama bunların ne kadarı vatandaşın yarasına merhem olur, orası meçhul. Evini, eşyasını belki de en sevdiklerini kaybeden insanların acısını hangi teselli sözü veya ihtiyaç maddesi giderebilir ki… Biz milletçe unutkanız. Sıcağı sıcağına her şeyi konuşur, herkese bağırır çağırır, yetkilileri göreve çağırırız ama kısa bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ederiz ta ki bir sonraki felaketi yaşayana kadar… Bu bir kısırdöngüdür ki hiç değişmez. Temennimiz şudur: Art arda yaşadığımız bu iki deprem hem vatandaşın hem de ilgililerin ibret alması gereken bir felaket olur da bir daha acıyı bu kadar yaşamayız.