Tarsus Haber| Yenises Gazetesi
Yazar: HALİL AKSOY - 19 Ocak 2023 Perşembe - Okunma: 1217

AĞLARIM AĞLATAMAM

Dilimde merhum şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy’un beyti: “Ağlarım ağlatamam hissederim söyleyemem / Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzârım.” Memleket meseleleri karşısında bir şey yapamamanın ızdırabıyla yüreği yanan Âkif’imiz kendi çaresizliğini ne güzel ifade etmiş bu güzel beytinde... Ülkemizde yaşanan her acı hadise insanımızın yüreğini kanatıyor. Haklının haksız, haksızın haklı sayıldığı, emanetin ehline verilmediği, nice yeteneklerin yitip gittiği, aç ve işsiz insanların varlığı, kural tanımazlığın kural hâline geldiği, herkesin kendini haklı gördüğü, saygı ve sevginin ortadan kalktığı, kimsenin kimseye güvenmediği, vatandaşın tutunacak dal aradığı, hapisten yeni çıkanların yeniden suç işlediği, üniversite mezunlarının bile iş bulamadığı, yetişmiş ve meslek sahibi insanların yurt dışına gittiği, trafik kazalarında yaralanan ve ölenlerin olduğu, her gün birkaç kadının taciz ve tecavüze uğradığı, din adamı kisvesiyle insanları Allah ile aldatanların bulunduğu ve daha nice olumsuz hadiselerin yaşandığı ülkede bunlar ve benzeri hadiseler hangi insanın yüreğini acıtmaz ki... Bir kendi ülkemize ve halkı Müslüman diğer ülkelerin durumuna bakıyorum bir de halkı gayrimüslim hatta dinsiz insanların yaşadığı ülkelere... Şunu görüyorum: Onlar bizden daha çalışkan ve daha dürüst... Hırsızlık ve yolsuzluk gibi hadiseler çok daha az... Kanunlar karşısında hiç kimsenin dokunulmazlığı yok... Ülkeyi yönetenlerden biri herhangi bir suç işlediğinde kanun hemen suçu işleyenin yakasına yapışıyor, o kişiyi yargılıyor ve ona işlediği suçun cezasını veriyor. Bizde bunun ne kadar olduğu herkesin malumu... Haksızlık, adam kayırma her dönemde olmuş.   Bu ve benzeri durumlar bünyeyi hasta etmeyecek kadarsa o toplum sağlıklı yaşamaya devam eder ama mikroplar çoğalır bünye zayıf düşerse halk yavaş yavaş sağlığını kaybeder, bünye gittikçe tahrip olur... Sonrasının ne olduğunu tarih kitapları yazar. Milletin çektiği çileleri, yaşadığı olumsuz hadiseleri dile getiren şâirler, şiirleriyle halkın dili olmuştur. Yazımın girişinde Âkif’in bir beytini yazmıştım. Önce Ziya Paşa’dan bir beyit: “Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz / Birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir.” Tevfik Fikret’in iki mısraıyla yazıyı bitirelim: “Kânûn diye kânûn diye kânûn tepelendi / Bîhûde figanlar yine bîhûde eninler.”