Tarsus Haber| Yenises Gazetesi
Yazar: HALİL AKSOY - 26 Eylül 2022 Pazartesi - Okunma: 1471

SEFALET

Doğan Büyük Türkçe Sözlük’te sefalet kelimesi şu anlamlar verilerek açıklanmış: 1. Süflîlik, aşağılık, düşkünlük. 2. Maddî ve manevî yoksulluk sonucu meydana gelen düşkünlük. 3. Aşırı fakirlik, şiddetli maddî sıkıntı. Gerek yazılı gerekse görüntülü haberlerde insanımızın sefaletini okuyor ve görüyoruz. Sefalet sadece maddî düşkünlük değil elbette. Değer yargılarının çökmesi de bir sefalettir, insanî ilişkilerin eski güzelliğini kaybedip yerini hoyratlığın alması da... Estetik zevkin ortadan kalkması da bir sefalet değil midir? Yolların çukurlarla yarıklarla hem vasıtalar hem de insanlar için ulaşım güçlüğüne sebep olması sefalet değil de nedir? Gözümüzün gördüğü her noktada çirkinliklerin arz-ı endam etmesi içimizdeki güzellik duygusunun yokluğunun ispatı değil mi? Binaların dip dibe yapılması, izmaritlerin yola atılması, konuşup anlaşmak yerine gücü yetenin güçsüze şiddet uygulaması hatta yaralayıcı veya öldürücü silahlar kullanması sefalet değilse nedir? Sadece sokaklar değil pis olan... Zaman zaman denizlerden bilmem ne kadar atık çıkarıldığını siz de okumuş veya duymuşsunuzdur. Hem bizim hem de diğer canlılar için hayat kaynağı olan denizleri çöplük olarak kullanmak sefalet değil midir? Denizdeki bazı canlıların midelerinden plastik çıkmasının adını siz ne olarak koyarsınız? Gecenin bir yarısında müziği son sesine kadar açarak araba kullanmak, bunu yaparken diğer insanları rahatsız ettiğini düşünmemek... Bu davranışı gerçekleştiren insanın düşünce sefaletinin boyutunu gözler önüne sermiyor mu?  Malın kusurunu gizlemenin, malını fahiş fiyata satmanın, müşteri parayı verirken çürük sebze veya meyveyi poşete atmanın sizin lügatinizdeki karşılığı nedir? Apartman inşaatında eksik çimento veya demir kullanıp orada oturacak vatandaşların hayatını tehlikeye atmak vicdanın sefaleti değil midir? Kütüphanedeki henüz yıpranmamış kitabı tutanakla demirbaş defterinden düşüp el altından satmaya ne denir? Örnekleri çoğaltabilirsiniz. Netice değişmez. Elinizi hangi konuya atarsanız atın, hangi konuyu konuşursanız konuşun, hangi meseleyi yazarsanız yazın netice değişmiyor. Sefalet diz boyu... Bu acınacak bir hâl. Bundan daha kötüsü ise bu hâli herkesin benimsemiş olması ve buna hiç kimsenin hiçbir tepki göstermemesi... Eh bu da ayrı bir sefalet işte...